17 Eylül 2015 Perşembe

Lost: Dinler Tarihini Anlamlandırmaya Çalışan Dizi

Final sezonunun 6. bölümü “Ab Aeterno” ile Lost’un şifreleri çözülmeye başladı.
19. yüzyılda kaybolan bir gemi ile başladı bu son bölüm ve harika bir özet ile, daha önce açık bıraktıkları tüm soruların yanıtlarını bulabileceğimiz bir zemini önümüze sundular.
Daha önce de birçok kereler benzer çıkarımları yapabileceğimiz ipuçlarını vermişlerdi. Ama o denli çok parametre vardı ki, içinden birçok farklı, olası hikaye çıkıyordu. Ama bu son bölümüyle ana hatları tamamiyle ortaya çıktı.
İzlemeyenler için hiç vakit kaybetmeden altta çizeceğim çerçevenin ciddi keyif-kaçıran (spoiler) içerebileceğini söyleyerek devam etmek istiyorum : )
İzlediklerimiz, melek (Jacob) ile şeytan (Flocke) arasındaki bir çeşit iddialaşmadır. Tarafsız (tanrı müdahale etmiyor) bir ortamda (ada) oynanan bir oyundur. Her iki tarafın da kanıtlamaya çalıştıkları argümanlar vardır;
– Şeytan’ın iddiası; “İnsanlar (aynen benim gibi) temelde kötüdür
– Melek ise; “İnsanlar kötü deneyimler yaşamış olsalar da, içlerinde hep iyilik vardır”
Şeytan, insanoğlunu hor görmesinin ardından, tanrı tarafından cennetten kovulmuş ve (adaya) hapsedilmiştir. Ve başına da birgardiyan melek koymuştur.
Melek geçmişlerinde kötü deneyimler olan insanları adaya getirerek, kendi argümanını kanıtlama çabasındadır. Şeytan ise, hem hapsolduğu izole yerden kurtulmak, hem de “O yere göğe koyamadığınız insanlar da aynen benim gibi, en temelde kötü niyetli ve bencil yaratıklardır” cümlesini kanıtlamaya çalışmaktadır.
Asırlar süren bir döngü içerisinde insanoğlunun ruhunun temelinde olan “öz” bu adada test edilmiş ve hep “iyilik” kazanmıştır. Şeytan yılmamış ve en sonunda gardiyan meleği öldürerek hapisten kurtulmanın eşiğine gelmiştir.
Bundan sonraki bölümlerde de şeytanın başarılı olup olamayacağını izleyeceğiz. Aynen gerçek hayatımızda olduğu gibi : ) Kötülük ve pişmanlıklarımızın sonucu sığındığımız din gibi. Umutlarımızın gerçekleşmesi için dualar ettiğimiz din gibi.
Hangi din olduğu önemli değil. En temelinde Lost’un işlediği hikayede, neredeyse tüm inanç sistemlerine bir gönderme var. Hristiyanlık, İslamiyet, çok tanrılı dinler, üstün güçleri olduğu inanılan devlet yöneticileri, doğanın güçleri ile yönetildiğini düşünen insanlar…
Gördüğümüz gibi, Lost dinler tarihini, neden din denilen olgunun asırlar boyunca farklı şekillere büründüğünü, iyi ile kötü arasındaki mevki kazanma yarışını ve her şeyden önemlisi, iyi ve kötü kavramlarının hiçbir zaman birbirlerinden bağımsız var olamayacağının yegane kanıtıdır.
Şimdi de sizinle, 1 yıl önce Lost’un 5. sezon finalinden sonra heyecanla yazmış olduğum yazıyı paylaşmak istiyorum; “Lost’un Kahramanları; Geçmişin Parametreleri
O yazıda (her yönünü tam doğru öngörememiş olsam da) Lost’ta anlatılan konunun çok daha detaylı incelemesini bulabilirsiniz.
Son olarak, Lost’u yaratanlara, fikir babalarına ve pazarlama stratejilerini yönetenlere çok teşekkür ediyorum. Nefes nefese izlediğim, (bence) gelmiş geçmiş en başarılı kurguya sahip, evrensel derinlikte bir hikayenin takipçisi olmaktan çok memnun oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder