17 Eylül 2015 Perşembe

Başbakana Güvenerek Tehditler Savurmak

Çağrışım, beynimizin doğal bir döngüsüdür.
Bir kitap okursunuz, bir film izlersiniz, kürsüden okunan bir şiirduyarsınız, bir sanat eserini görürsünüz ya da o sanat eserini artık göremezsiniz. Bir köşe yazısı okursunuz ya da köşe yazarını artık o köşede okuyamazsınız. Bir siteye girersiniz ya da o siteye giremezsiniz…
Bir kitap okudum ve hayatım değişti” diyenleri hatırlayın. Söylemeye çalıştıkları, sadece kitabın kendi içeriğinden etkilenmek değil, o içeriğin kendi hayatındaki gerçeklere yansıması ve o yansımaların doğurduğu çağrışımların vuruculuğu.
Bugün bir video izledim. Yukarıda saydıklarım nasıl beynimde birçok noktayı bağlamış, birçok ilişkiyi açığa çıkarmışsa, bu da öyle oldu.
Yani yapacağım bir çağrışımdan ibaret. Sadece o kadar. Daha fazlası değil.

– Gerginliği arttırmak için çaba harcıyor olacakmış. Neden böyle bir uğraş içinde acaba?
– Büyüklerinden bununla ilgili izin almış. Yani “büyüklerim” dediği kişiler (artık her kimse onlar) şuna benzer bir cümle kurmuşlar büyük ihtimal; “Tabi tabi. Arttırabilirsin elektiriği. Daha fazla yüklenebilirsin. Destekliyoruz“. Neyin hazırlığı bu?
– Biri, bir kurum hakkında hoşuna gitmeyen yorumlar yapıyormuş.
– Bir sürü yorum yapan beyler, bayanlar görmüş. Belli ki, o kişilerin hepsi geride kalmış. Gerekenler yapılmış.
– (Burada mahalle delikanlısına bağlıyor) Ağzının ayarını çok bozan biri varmış. Sağda solda ileri geri konuşuyormuş. Ayağını denk alsınmış. Yani hoşuna gitmeyen şeyler söyleyen kişiler ağızlarını bozmuş sayılıyormuş.
– Ak mı kara mı? “Ak parti, Kara parti” der gibi?
– Bakanlar Kurulu kurulduktan sonra başbakanın yanına gidecekmiş. Artık başbakana ne diyecekse ya da ne isteyecekse, o alehte konuşan kişinin, söylediği sözlere, yaptığı yorumlara pişman olacağı bir şey yaptırtacak ve hesaplaşacakmış.
– Artık her şey değişmiş. Ne değişmişse, belli ki onun lehine olmuş, hoşuna gitmiş. Yorum yapanları, eleştirenleri korkutacak bir değişiklik olduğuna inanıyor besbelli.
– O değişiklik sayesinde, bir sürü kişi daha hapse girecekmiş. Birçokoperasyon yapılacakmış. Operasyondan kastı gizli ya da açık, farketmez. Bir şeylerin hazırlığından bahsediyor kısacası.
– Yorumlarıyla, söyledikleriyle, eleştirileriyle kendisini sinir eden adamın iki çocuğu varmış.
– Bu iki çocuğun üzüleceği şeylerden bahsediyor ve en düz yorumla; başbakanla konuştuktan sonra yapmayı planladıkları, bu çocukları üzecek şeylermiş.
Bu insan her eve girdiğinden emin olduğu bir medyada, bu dereceözgüven(!) ile söylüyor tüm bunları. Elinde bir tek silahı eksik, mafyaadamlarına benzetebilmemiz için.
Mafya ya da değil. Ama biliyoruz, bu adamın bir silahı var.
Bu silahla istediği herkesi de vurabileceğine inanıyor. Bugün o babayı, yarın bir anneyi, sonraki gün beni vuracak.
Ne zaman kendimizi huzurlu hissedebiliriz? “Büyükleri” ona elinde bir silah olmadığını, insanları bir devlet makamını kullanarak tehdit edemeyeceğini ve o devlet makamının, halkın %50’sinin oyunu almasının nedeninin, birilerinin tehditler savurabilmesi için değil, halka hizmet getirmesi için olduğu söylediğinde.
Tüm çağrışımlarım bunlar. Gerisini siz hayal edin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder